Friday, November 24, 2006


SEFILCE BIR YEMIN!

Dun internette Gazi Universitesi Iktisadi ve Idari Bilimler Fakultesi uyeleri tarafindan ilan olarak verilen yukaridaki metni buldum. Metnin uzerine tiklayarak icerigini okuyabilirsiniz. Tabii, metni okuyunca benim sinirlerim gene tepeme cikti.

Bu metin tam manasiyla korkakliktan kaynaklanan, "Aman, ucu bize bulasmasin da ..." dusuncesi ile yazilmis bir yalakalik metnidir. Duzen usagi bu "adamlar" dusunce ozgurlugunu, kendi aralarindan birinin demokratik haklarini savunacaklarina, hakim ideolojiye baglilik yemini etmisler!

Su ifadeye bakin bir: "Her gun Anitkabir'in onunden gecerken O'na dua ederiz." Bak sen yahu! Demek yaz-kis, soguk-sicak demeden, her gun Anitkabir'in onunden gecip dua okuyorsunuz. Ustelik haftanin yedi gunu, tatillerde bile ara vermeden yilin 365 gunu! Peki, arada hoca tutup hatim de indiriyor musunuz acaba? Yalniz dua mua derken kendinizi fazla kaptirmayin, sonra Allah korusun seriatci falan olur cikarsiniz! Sonra gider Ataturk'e "bu adam" dersiniz, "Kemalizm gerilige tekabul ediyor." dersiniz. Aman dikkat edin, donusu yok bu yolun.

Ataturk'un resimlerini duvarlarina asiyorlarmis - yureklerinden geldigi icin! Evinizde de Ataturk resimleri vardir herhalde. Oturma odasinda, yatak odasinda, cocuklarin odasinda, mutfakta, belki de tuvalette falan ... Onum, arkam, sagim, solum Ataturk!

Yalakalik yapalim derken ipin ucunu haddinden fazla kacirmislar; resmen zirvalamislar. Insanin biraz kendisine saygisi olur.

Ben de Gazi Universitesi hakkinda suc duyurusunda bulunuyorum efendim. Zira devrim kanunlari uyarinca "gazi" turu unvanlarin kullanilmasi yasaklanmistir. Bu universite "gazi" unvanini kullanarak devrim kanunlarini apacik cignemektedir.

Ey, Gazi Universitesi'nin Ataturkcu numarasi yapan korkak hocalari! Ataturk yasasaydi ne yapardi, bilir misiniz? Topunuzu kulaklarinizdan tuttugu gibi ananizdan dogdugunuza pisman ederdi!

4 comments:

Anonymous said...

sevgili bliyaal..
dün gece kanal d'de 32.günde mehmet ali birandın konuğuydu atilla bey
oldukça yorgun,bitkin bir vaziyetteydi..hatta bir ara birand atilla beye sağlık durumu hakkında sorular sordu,-programa devam edip edemeyeceğini dair- ve kameralar atilla beyin arkasındaki dr.ve hemşire ordusunu gösterdi...
sağlık durumu oldukça kritikti yani...
ve söylediklerinin arkasın durduğunu ama bazı çıkar gruplarının söylediklerini başka yöne çektiklerini söyledi..
bu tür prog.lar çok geç saatlerde yayınlandığından ve benim grip hallerimin dvm etmesnden dolayı programın tamamını izleyemedim...
ama,
insanlar karşı tarafın söylediklerini etrafa yansıtmadan evvel..sözleri iyice algılayıp sindirip iletmeliler...cımbızla aradan laflar alıp iletmek... büyük haksızlık...şovlar ve şovmenlenler çoğaldı buralarda...
birbirimizi anlama yada anlamak isteme gücümüzün hiçbir zaman azalmaması-artması dileğiyle....

Anonymous said...

Biyall,

Bu Anitkabire gitme işi deyince aklıma Y.Doğan'ın bir yazısında yaptığı alıntı geldi:

18 Kasım günü Yeditepe Üniversitesi Anıtkabir'e bir ziyaret düzenliyor. Üniversite personeline gönderilen bildiri şöyle:

"Anıtkabir ziyaretine katılacak öğretim elemanları ve idari personel sayısının yeterli olmaktan uzak olduğu anlaşılmaktadır. Mütevelli Heyetimiz ve Rektörlüğümüzce çok önemsenen bu ziyarete istisnasız tüm mensuplarımızın katılmasını bekliyoruz. Atatürk ilkelerine bağlılığımızı göstermek, üniversitemizi gereği gibi temsil etmek ve daha sonra üzücü sonuçlara yol açmamak bakımından bütün arkadaşlarımızı bir kez daha bu ziyarete katılmaya çağırıyoruz."

Çağrının altında da Rektör Ahmet Serpil ile Genel Müdür Atilla Dicle'nin imzaları varmış.

Yalçın Doğan "Merak ediyorum, ziyarete katılmayanlar acaba hangi üzücü sonuçlarla karşılaşıyor? Bu söz açık bir tehdit. Tehditle Anıkabir ziyareti mi olur?" demiş.

Bunlar Atatürk'e hakaret ediyorlar aslında bunun farkında bile değiller.

bliyaal said...

Sevgili Ozge,

Ataturk'u sekilcilige burundurduler. Sorsaniz, buyuk ihtimalle hicbirisi Nutuk'u okumamistir. Cogu da kendi "memurluklarina" bir sey olmasin diye boyle yapiyor. Bu adamlar yuzunden universitelerde egitim diye bir sey kalmadi. Mesela, benim okulumda Ataturkculer ile Islamcilar kapisiyor. Arada da bizim gibi ogrenciler kaliyor. Benim gordugum kadariyla, iki taraf da sabit fikirli.

Sevgili Nurdan,

Ogrendigime gore hoca televizyon programindan bir gun once kalp spazmi gecirmis. Programdaki bitkin hali ondan kaynaklaniyor olsa gerek. Hocanin sozlerinin carpitildigi bir gercek. Ben kendisini tanimasam ve sadece medyada yazilanlari okusam, hocayi azili bir cumhuriyet dusmani zannederdim. Maalesef, burada oldugun icin hocanin ciktigi programlari seyredemiyorum.

Suat Bey,

Yeditepe Universitesi o tur meselelerde mimlidir zaten. Iki sene kadar once bir hoca, yine bu turden bir sey yuzunden universiteden atilmamis miydi? Sanirim arabasina bir cikartma yapistirmasi istenmisti de, reddetmisti. Bunlarin hepsi yobaz Ataturkcu. Karsi ciktiklari adamlardan hicbir farklari yok. Benim sasirdigim, bunlar nasil oluyor da hala demokrasiyi koruduklarini iddia edebiliyorlar?

birisi said...

sevgili bliyaal,

henüz tanıştım blog'unla ve hemen dikkatimi çekti bu yazı.

"Atatürk bugün yaşasaydı..." ile başlayan cümlelere pek katılamasam da, bir 'üniversite'den çıkan bu utanç belgesine verdiğiniz haklı tepkiyi önemli buluyorum ve tepkiye katılıyorum.

Bütün sorunları şu anda 'varolmayan' bir 'varlığa' havale etmek sorumluluktan kaçmaktır diye düşünüyorum. Toplumun taleplerinin önüne 'Ama bakın Atamız ne demiş' diye çeşitli söz salataları koymak başka türlü de açıklanmaz. 'varolan'la değil de 'varolmayan'la pazarlık yapınca siyaset tıkanıyor.

Tanışmaktan memnun oldum.

Saygılar