AC KOPEKLERIN SALDIRISI!
Uc sene kadar once, uzun suredir gormedigim bir arkadasim ile Kadikoy'de bulusmustum. Birlikte her zaman gittigimiz pideciye gidip oturduk. Yaninda, tartistigimiz konularla ilgili makalelerin oldugu bir suru dergi getirmisti. Aralarindan bir tanesini cikartip gosterdi: "Bak, bu Hayek'in 'Bilginin Toplumda Kullanimi' adli makalesi. Bu tur makaleler fazla cevrilmiyor. Sende Ingilizce var. Neden ceviri yapmiyorsun? Atilla Hoca bur tur seyler ile ilgilenir." Ilk once tereddut ettim. Ceviri isleri ile hic ilgilenmiyordum. Hayek'in soz konusu makalesi, bilgi uzerine yazdigi iki makaleden ikincisi idi. Bende ilk makale Ingilizce olarak vardi. Eve gidince bir kontrol ettim, seytan durttu, "Hadi, bir cevirmeye calisayim." dedim. Oturdum, ilk birkac paragrafi cevirdim; devami da ardindan geldi.
Uc sene kadar once, uzun suredir gormedigim bir arkadasim ile Kadikoy'de bulusmustum. Birlikte her zaman gittigimiz pideciye gidip oturduk. Yaninda, tartistigimiz konularla ilgili makalelerin oldugu bir suru dergi getirmisti. Aralarindan bir tanesini cikartip gosterdi: "Bak, bu Hayek'in 'Bilginin Toplumda Kullanimi' adli makalesi. Bu tur makaleler fazla cevrilmiyor. Sende Ingilizce var. Neden ceviri yapmiyorsun? Atilla Hoca bur tur seyler ile ilgilenir." Ilk once tereddut ettim. Ceviri isleri ile hic ilgilenmiyordum. Hayek'in soz konusu makalesi, bilgi uzerine yazdigi iki makaleden ikincisi idi. Bende ilk makale Ingilizce olarak vardi. Eve gidince bir kontrol ettim, seytan durttu, "Hadi, bir cevirmeye calisayim." dedim. Oturdum, ilk birkac paragrafi cevirdim; devami da ardindan geldi.
Ceviri bitince arkadas ile konustum, o da bana Atilla Hoca'nin e-mail adresini verdi ve "Ceviriyi gonder, yanina da benim vasitam ile gonderdigi ekle." dedi. Maili gonderdigimin hemen ertesi gunu, Atilla Hoca beni cep telefonumdan aradi. Ne is yaptigimi, nereden mezun oldugumu sordu. Telefonda biraz konustuk. Benden yeni ceviriler bekledigini, karsiligini odeyeceklerini soyledi. Hocanin bu kadar cabuk cevap vermesine, hatta cepten aramasina bir hayli sasirmistim. Meger, maili alinca arkadasi aramis ve benim kim oldugumu sormus; ardindan telefon numarami almis.
Hoca ile konusmamizin uzerinden yaklasik iki hafta gectikten sonra arkadas beni aradi ve Atilla Hoca'nin bana kitap gonderdigini soyledi. Kendisi benim adresimi bilmedigi icin arkadasin adresine gondermis. Taksim'de bulusup arkadastan kitaplari aldim; hepsi de hoca tarafindan imzalanmis uc kitap: "Piyasa Medeniyeti", "Liberalizm", "Fikir Hareketleri ve Liberal Dusunce Toplulugu". Kitaplardan birinin basina "Genc Meslektasima" diye yazilmisti. Bir hafta sonra da hoca bana mail gonderip, beni Ankara'da duzenledikleri "Iktisacilar Kongresi"ne davet etti ve konaklama masraflarinin karsilanacagini soyledi.
Bunlardan bir ay kadar sonra ise kendisi Istanbul'a geldi. Arkadas ile birlikte, Taksim'de hoca ile bulustuk ve bir vejateryen lokantasinda aksam yemegi yedik. O arada ben gaza gelmis, gecen surede Mises'in bir makalesini cevirmistim. Bulustugumuzda hocaya teslim ettim. Makale iki ay kadar sonra "Piyasa" dergisinde yayinlandi - hem de Hayek'in makalesinden once. Israrimiza ragmen, o gece hoca hesabi bize odettirmedi.
Iste, Atilla Yayla ile tanismam ve ceviri yapmaya baslamam boyle oldu. Ondan sonra hoca ile arada surekli konustuk, o Istanbul'a geldiginde bulustuk, ben Ankara'ya gittim ... Birlikte Hans-Herman Hoppe ve Hernando de Soto konferanslarina katildik. Daha baska makaleler de cevirdim, hatta arada bir kitap cevirdigim de oldu. Atilla Hoca hepsini basti.
Gecen gun internette takip ettigim bloglarin birinde hoca ile ilgili bir yazi gordum. Kendisi Izmir'de AKP'nin duzenledigi bir panele katilmisti. Yazida verilen linklere girip neler olduguna baktim. Habere gore, panelde Kemalizm ile ilgili soyledigi seyler bazilarinin hosuna gitmemisti. Hocaya karsi buyuk tepki vardi. Dun ogrendigime gore, ogretim gorevlisi oldugu Gazi Universitesi'nde ders vermesi yasaklanmis ve hakkinda sorusturma baslatilmis. Universite rektoru kendi koltugunu kurtarmak icin sucu onceki yonetime atiyor ve hocanin o yonetim doneminde profesor oldugunu soyluyordu. Avukatin biri de kendisini "halki din, dil, irk temelinde bolmeye tesvik etmek ve Cumhuriyet rejimine karsi eylemler içinde bulunmak" ile suclayip dava acmis. Hocaya karsi bu yapilanlari gorunce tepem atti. Ac kopekler kudurmustu. AKP'lilerin tepkiler sonrasinda soyledikleri ise midemi bulandirdi. Bu kazurat beyinli yobaz tavuklar, ancak islerine gelmeyince cark etmesini ve insanlari satmasini biliyorlar. Hoca basortusu yasagina karsi cikarken iyiydi tabii. Ama Kemalizm'i elestirince olmuyordu.
Hocanin soylediklerinde samimi oldugunu ve haberlerde hakkinda soylenen kotu seylerin dogru olmadigini biliyorum. Kendisi, benim kimi zaman okulda bazi hocalardan bile gormedigim bir acik gorusululuge ve hosgoruye sahiptir. Yaptigimiz sohbetlerde her zaman yanindaki kisilerin fikirlerini dinlemis, kimseye hocalik taslamamistir. Onun sohbetlerine katilmak her zaman bir ayricalik olmustur. Hocanin karsi ciktigi, dogrudan Ataturk'un kendisi degil, onun adina konusan kimselerin yaptiklaridir. Anlayisi ise gayet basittir: Kimse, bir digerine kendi yasam tarzini dayatma hakkina sahip degildir. Kemalistleri elestirisindeki temel dusuncesi budur. Islamcilar nasil kendi yasam tarzlarini baskalarina dayatma hakkina sahip degillerse, Kemalistler de kendi yasam tarzlarini baskalarina dayatma hakkina sahip degillerdir. Bir defasinda Ankara'da Liberal Dusunce Toplulugu'nda verdigi doktora dersine katilmistim. Derste uniformali bir havaci subay da vardi. Hoca, dersten sonra subayi bir kenara cekip bir daha oyle gelmemesi gerektigini soylemisti. Zira ogrenciler, resmi ideolojinin bir temsilcisi gibi duran ve konusanlari dinleyen uniformali bir askerin bulunmasindan rahatsiz olabilirlerdi. Diger yandan, hocaya karsi cikan kesimlerin neredeyse hepsinin Kemalizm'i sadece kendilerine avanta saglamak icin savunduklari bir gercek. Elestirilerine karsi duzgun bir sekilde yanit veren kimseyi gormedim.
Burada oldugum icin kendisini ziyaret edip konusma imkanim yok. Bugun aradim, ancak mesgul oldugu icin fazla konusamadim. Sesinden caninin bir hayli sikkin oldugu anlasiliyordu. Kendisine karsi yapilanlar, resmi ideolojinin temsilcilerinin elestiriye karsi hicbir sekilde tahammullerinin olmadigini bir kez daha gosterdi. Hal boyle iken, insanlar dusuncelerini ozgurce ifade edemez iken, bunlari yapanlar nasil olur da demokrasinin savunucusu olduklarini soylerler? Insanlari tam manasiyla aptal olarak goruyorlar.
Bekliyorum, acaba liberal olduklarini soyleyen kisilerden ve derneklerden hangileri hocaya sahip cikacak? Demokrat olduklarini soyleyenlerin hangileri destek verecek? Yoksa isi AKP gibi takiyyecilige mi vuracaklar?
Hocanin gorusleri icin bir fikir vermesi amaciyla: http://www.youtube.com/watch?v=M9uO8YAF_lg
Saldirilara karsi yazdigi yanit: http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/haber.do?haberno=458286
4 comments:
Aşşağılık, ikiyüzlü, işine gelmediğinde seni anında satıveren sürü insanlarının sayısal ve zihinsel çoğunluğu oluşturduğu bir toplumda yaşıyoruz. Atilla Yayla gibi entelektüel namusa ve akademisyen onuruna sahip, dolayısıyla da kazurat beyinlerin bok çukurunda hiç işi olmayan bir biliminsanına yaylalar türküsünü çığırttırmak için ellerinden geleni yapmaya başladılar. Umarım gün gelir, devran döner!
sevgili bliyaal...
evet haberi bende okudum..sevdiğin,tanıdığın bir hoca olduğundan senin canın daha çok yandı tabi...ben sadece seyirci kaldım konuşulanlara ve sonrasında gelişen olaylara..
siz yer verdiğiniz için bende yorum baabında yazmak istedim...
haklısın..hiçkimse bir diğerinin yaşantısına doğrudan karışamaz,benzeşemez,örtüşemez...
dayatmanın olduğu yerde özgürlük de bitmiş demektir...
Ben üniv.yıllarımı ist.dışında küçük bir yerde geçirdim..Ve inan çok zor geçti o birkaç yıl...hem özlem hmde düşünce,fikir ayrılığının tavan yaptığı bir yerde okudum ben..Saçları uzun olduğu için hastanelik olana kadar dayak yiyen erkek arkadaşlarımızdan tutun da,ramazanda oruç tutmadığından cezalandrılan öğrenciler...örnekler o kadar çok ki...halbuki insanlar tek tip bir düşüncenin,fikrin altına sokulamaz...
Hukuk dersinde sırf özgür düşüncemi belirttiğimden 100 üzerinden 0.02 aldım...çok üzüldüm çok ağladım..çünkü etrafımda farklı düşünceler barındıran insanlar özgür bir şekilde düşüncelerini de belirtebilirlerdi..öyle bir hakkımız olmalı...hepimiz farklıyız..fikir ayılığına düştüğümüz zamanlar da olabilir..önemli olan hiçbir zaman,hiçbir konuda fanatik olmamak bence..
üniv.başladığım ilk sene yanıma bir kız gelip başörtüsü takıp derse,üniv.girme hakları için imza topladıklarını belirtti..İmzamı attım..çünkü bana göre insanlar dini inançlarıyla paralel örtünebilir de...Fakat benim okuduğum ilde..ve üniv.de.acayip politikalar dönüyordu..bunu zamanla gördüm..sadece sınav zamanı kapanan kızlar daha yüksek puanlarla geçmeye başlamışlardı vize ve finalleri...Bu yanlış..insan dil,din,ırk,fikir ayrılığına göre yargılanmamalı...
umuyorum ki Ab yolunun çok başındayken..bu tür olaylarla prim yapmaya çalışan insanların ayırımına biran önce varabiliriz toplumca...eğer farkına varamaz yada kafamızı kuma gömersek..vayy halimize diyorum..başka da birşey diyemiyorum...
sevgiler,
Internet baglantisinda sorun ciktigi icin ancak simdi yazabildim:
Metin bey,
Atilla Hoca'ya yapilanlari gordukce sinirlerim surekli tepeme cikiyor. Dun beni hoca ile tanistiran arkadas ile konustum. Olanlari protesto etmek icin bu pazar gunu eylem tarzi bir seyler yapacaklarmis. Keske orada olsam da hocaya destek versem diyorum. Bu olay yuzunden hocanin basina kotu bir sey gelmesinden endiseleniyorum. Baksaniza, Izmir'de konferans sonrasi nasil dolasmis.
Sevgili Nurdan,
Hoca simdi kim bilir ne kadar uzuntuludur. Kendisinin soyledikleri normalde her zaman dile getirdigi dusuncelerdi. Ama olay herhalde tam zamanina denk geldi ki, hocayi gunah kecisi haline getirmek istiyorlar. Universite yillarinda yasadiklarin Turkiye'ye icin ne kadar tipik, degil mi? 70'li yillarda da boyle degil miydi? Bazi seyler hic degismiyor. Burada iken Turkiye'de politika namina olup bitenler ile ilgilenmemeyi istiyordum, ama hocaya yapilanlardan sonra uzak kalmam mumkun degildi.
Sevgili Ozge,
Yazida da dedigim gibi, hocaya karsi bunlari yapanlar bir de demokratik olduklarini soyleyen kisiler. Aslinda neredeyse hepsi Ataturkculugu kendilerine cikar saglamak amaciyla kullaniyor. Basinin yazdiklari beni cok sinirlendiriyor. Demokrasi hakkinda dedikleriniz dogru. ilginctir, bir defasinda universitedeki master dersinde tez danismanim olan hoca ile demokrasiyi tartismistim ve demokrasinin bir uzlasma rejimi oldugunu soylemistim. Ayni tartismaya beni Atilla Hoca ile tanistiran arkadas da katilmisti. Dersten birkac hafta sonra ogrendik ki, o hoca hem beni hem de arkadasi danismanlik yaptigi kisilerin arasindan cikartmis; acikcasi bizi sutlamis. O yuzden fikirleri yuzunden cezalandirilmak az cok nedir biliyorum.
Arkadaslar, hepinize desteginiz icin tesekkur ederim.
bu konuda basında gördüğüm en ilginç 5 yazıya link veriyorum, gözünüzden belki kaçmıştır...
Necati Doğru
http://www2.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&sid=&Newsid=94889&Categoryid=4&wid=108
özdemir ince
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5514518.asp?yazarid=72&gid=61
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5521662.asp?yazarid=72&gid=61
engin ardıç
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=59858,10,2
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=59940,10,2
Post a Comment